Duruşma Savcısı, Nazire Terzi’ye yöneltilen darbeye teşebbüs, tehdit, anayasal düzeni ortadan kaldırma gibi suçlardan ‘beraat’ talep ederken, örgüt üyeliği suçlamasından ise cezalandırılmasını talep etti.
Davaya müdahil avukatlar ise tüm suçlardan ceza talep etti. Savcılığın mütaalasını yenilemesinin ardından TCK 309-1’inci madde kapsamında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Suçu’ndan ceza verildi. Müebbet gerektiren bu suç, Nezire Terzi’nin fiillerinin “yardım” kapsamında olduğu gerekçesiyle indirime tabi tutuldu. Nezire Terzi’ye 18 yıl hapis cezası verildi.
NEZİRE TERZİ’NİN SAVUNMASI
559 gündür tutuklu bulunan Nezire Terzi savunmasında eşi Semih Terzi’nin K. Irak’tan çağrılması ve ardından ölümüne kadar geçen süreyi detaylarıyla anlatarak başladı.
Nezire Terzi şöyle konuştu:
“Televizyon haberlerinden öğrendiğim kadarıyla yargılanma sebebim Semih Terzi’nin eşi olmak.
Eşim Semih Terzi, 15 Temmuz sabahı Kuzey Irak’tan Türkiye’ye döndü ve Silopi’ye gitti. 16 Temmuz 02:30’da Ankara’ya geldi. Ölüm saati ise otopsi’ye göre 15 Temmuz 23:30…
Yani eşim otopsi raporuna göre daha Ankara’ya gelmeden vurulmuş görünüyor. Bu sahte otopsi raporunu düzenleyenler araştırılmadı ve yargılanmadılar. Sonradan bu rapor düzeltildi.
Eşimin GATA’ya geliş saati 06:01. Yani vurulduktan yaklaşık 4 saat sonra hastaneye getiriliyor. Tanık beyanlarına göre hastaneye geldiğinde oturabiliyor ve konuşur vaziyette. Anlatıldığı gibi anlından vurulmuş değil. Sırtından vurulmuş durumda.
Daha sonra GATA’ya “Semih Terzi oradan canlı çıkmayacak” şeklinde telefon geliyor. Eşim Semih Terzi müşahade odasına alınıyor ve ardından ölüyor.
GATA’ya o telefon geldi çünkü Semih Terzi’nin anlatacaklarından korkuyorlardı.
Anlının ortasından vurulması yalan. 7 kez otopsi raporunu istedim verilmedi. Sonra bir şekilde temin ettim. Elinde silah olmayan, sırtından vurulan biri. Ömer Halisdemir’in ölüm raporu ve otopsisi neden duruşmada okunmuyor. Eşimin öldürülmesi olayı nefsi müdafaya sokuluyor. Oysa silahı yok ve sırtı dönük, bu nasıl nefsi müdafaya sokulabilir?
Ömer Halisdemir’in ölüm raporlarının ve olayının araştırılması gerekiyor. Çünkü o gece Özel Kuvvetler personeli olmayan kişilerin Özel Kuvvetler Binası’nda olduğuna ilişkin iddialar var. Oysa bu kesinlikle yasak ve hiçkimse o binaya giremez.
Eşimin ölüm haberini televizyondan alt yazı şeklinde gece gördüm. Hemen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın eşi Nursel Aksakallı’yı aradım. Televizyonda eşimin öldürüldüğünün yazdığını, durumu kocasına sormasını istedim. Nursel Aksakallı gülerek ‘olur mu öyle şey’ dedi ve Zekai Aksakallı’nın şu an çok yoğun olduğunu söyledi. Ancak sonra ortaya çıktı ki Zekai Aksakallı o gece yoğun değilmiş, eşinin psikolojisi çok bozuk olduğu için onun dizinin dibinde teselli etmeye çalışıyormuş.
GATA’yı arayıp ölüm emri verenlerin kim olduğu bilindiği halde işlem yapılmıyor. Sahte ölüm raporunu kim yazdı? Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında tanık olarak dinlenmemi talep ettim. Olayın öncesi ve sonrasına ilişkin anlatacaklarım vardı. Ancak dinlenmedim. Neden?
Biliyorsunuz 559 gündür tutukluyum ve avukatım yok. Sadece bir kere görüşüme bir avukat geldi ancak daha sonra asker olduğunu söyleyen iki kişi arayıp tehdit etmiş ve o avukat da çekildi. Sağolsun Ertuğrul Cem Cihan karar duruşması öncesi gelip avukatlığımı üstlendi.
Bu şartlar altında savunma yapıyorum. Çocuklarım her gün babalarının öldürüldüğüne dair resimlerinin olduğu okullara gidiyor.
Noter görevlisini tehdit ettiğim için de suçlanıyorum. Bu görevlinin kendisi televizyonda bıçakla beni nasıl kovaladığını anlatıyordu.
Ben hiçbir örgütün üyesi değilim.
Ne tahliyem ne de başka birşey umrumda değil ben sadece gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum.”
Nezire Terzi’nin savunmasını tamamlamasının ardından avukatı ve aynı zamanda ODA TV avukatlarından olan Ertuğrul Cem Cihan söz aldı. Savunmasında Nazire Terzi’nin örgüt üyeliğinden yargılanmasının hukuki hiçbir tarafı olmadığı üzerinde duran avukat Cihan, tüm suçlardan beraat talep etti.
KARAR
Nazire Terzi ve avukatının savunmalarının ardından savcılık, tehdit ve anasayal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından beraat, örgüt üyeliği suçundan ise mahkumiyet talep etti.
Davaya müdahil olan avukatlar ise savcılığın mütaalasına katılmadıklarını, tüm suçlardan mahkumiyet talep ettiklerini dile getirdiler.
Ardından mahkeme heyeti kararını açkıladı. Heyet, tehdit suçunun unsurları oluşmadığı için beraat verirken, TCK 309/1’inci maddeden mahkumiyet verdi.
TCK 309. madde Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunu içeriyor ve müebbet hapis cezası gerektiriyor. Mahkeme heyeti, Nezire Terzi’nin fiillerinin bu suça yardım kapsamında olduğu için indirime gitti ve aldığı toplam cezayı 18 yıl olarak açıkladı.
CEZAYI YARGITAY BOZDU
Nezire Terzi’ye verilen 18 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu ve yeniden yargılama yapıldı. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma ilamının okunmasının ardından söz verilen Terzi, alt derece mahkemenin hakkındaki karara uymasını talep ettiğini, ancak bozma ilamındaki aleyhe hususları kabul etmediğini söyledi. İddia makamı ise mahkemeden kararında direnmesini istedi.
Mahkeme heyeti, Yargıtayın bozma ilamına uyulmasına oy birliğiyle karar verip yargılamayı sürdürdü.
Cumhuriyet savcısının sanık hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini belirtmesi üzerine söz alan Nezire Terzi, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırıldığını fakat Yargıtay’ın eylemlerinin “silahlı terör örgütüne üyelik” yönünde değerlendirmesini istediğini belirtti.
SAHTE MESAJ GELDİ
Semih Terzi’nin Ankara’ya gelmesine yardımcı olmadığını öne süren sanık Terzi, darbe girişiminden de haberdar olmadığını, bunun telefon kayıtları ve mesajlarla da delillendirdiğini savundu. Eşinin telefonundan 13 Temmuz 2016’da kendisine bir mesaj geldiğini aktaran Terzi, savunmasını şöyle sürdürdü: “Mesajda şu yazıyordu; ‘Nursel Aksakallı’yı ara. Annemin hasta olduğunu, Ankara’ya gelmek istediğimi söyle. Mesajı hemen sil.’
Ben bu mesajdan şüphelendim. Aksakallı’yı aradım ancak eşimin Ankara’ya gelmek istediğini bildirmedim. Sonraki gün akşam saatlerinde eşimi tekrar aradım. Nursel Aksakallı’yı aradığımı söylemem üzerine bana neden aradığımı sordu. Bunun üzerine mesajın sahte olduğunu anladım. Bu olay masa başında planlanmış, Semih Terzi darbeye dahil edilmeye çalışılmıştır.”
Terzi’nin avukatı Ertuğrul Cem Cihan da mahkemede Semih Terzi’nin değil Nezire Terzi’nin yargılandığını, yargılamanın bu kapsamda yapılması gerektiğini belirtti. Müvekkilinin ölen eşinin peşinden gitmesi, neden öldüğünü öğrenmeye çalışmasının son derece insani olduğunu anlatan Cihan, “Müvekkilimin eşinin öldürülmesine ilişin bilgi almak istemesi örgütsel bir faaliyeti göstermez.” dedi.
6 YIL 1O AY HAPİS CEZASI VE TAHLİYE
Hüküm Avukat beyanının ardından sanıktan son sözleri soruldu. Terzi, 4 yıl 3 aydır tutuklu olduğunu ifade ederek tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep etti. Müzakere arasından sonra mahkeme heyeti kararı açıkladı. “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Terzi’nin tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine hükmedildi. Mahkeme heyetinin kararı oy birliği ile aldığı ifade edildi.
Son Güncelleme: 08/12/2021