Bilişim uzmanı olarak çalıştığı Jandarma Genel Komutanlığı’nda 15 Temmuz’un sabahı polise teslim olan ve eve gönderilen Jandarma Astsubay Çavuş Abdülhamit Özmen, ertesi gün mesaiye çağrılarak gözaltına alındı ve şüphelilere ağır işkencelerin yapıldığı spor salonuna götürüldü.
Özmen yaşadıklarını şöyle anlattı;
Salonun içine attılar beni, içeriye adım attığım an kıyamet kopuyor sandım. Yerde yüzlerce ölü gibi yatan kanlar içinde insan vardı. Kimi öylece yığılıp yerde kalmış. Beni içeriye atan polis işaret etti ve o esnada o polislerin hepsi bana doğru koşup vurmaya başladı.
KARILARINIZ KIZLARINIZ BİZLERE HELAL
Vücudumda boşluk buldukları yere vurmaya başladılar ve avazları çıkana kadar küfür ediyorlardı, salondaki herkesten özür diliyorum: Orospu çocukları, karılarınız, kızlarınız bize helal artık, askerde çok çektirdiniz, biz de size çekiştireceğiz, hepiniz vatan hainisiniz.
Ellerindeki kelepçeleri paylaştılar ve kelepçelerle her tarafıma vurmaya devam ettiler. Sağımı dönsem sağıma vuruyorlar, solumu dönsem soluma. Baktım olmayacak hareketsiz kalmaya başladım. Ben hareket etmeyince bayıldığımı düşünerek bıraktılar.
GÜNLERCE İŞKENCE
Gözümü açtığımda yanımda devre arkadaşım Abdulkadir Baytak’ı gördüm. Onu da çok kötü dövmüşlerdi, kaburgası kırıktı, hareket edemiyordu, nefes almakta güçlük çekiyordu. Sonradan öğrendim ki beni tekrar dövebilmek için pota dibine koymuşlardı.
Günlerce farklı grupların o salonda işkencesine maruz kaldım. Kimi zaman sivil giyinimli ve polis olmadığını düşündüğüm şahıslar girip işkence yapıyordu kimi zaman da başlarında TEM yazılı şapkaları olan sakallı kişilerce işkence gördüm.
DIŞKILARIN İÇİNE OTURTULDUM
Bir kaç gün boyunca terliksiz, kıyafetsiz, kanların, cam kırıntılarının ve dışkılarının içerisinde diz çökerek oturtuldum. Sürünün komutu ile süründürüldüm, ördek yürüyüşü, çök kalk yaptırdılar, her yerim mosmor olana kanlar içinde kalana kadar tekrar tekrar dayak yedim.
Bu yürüyüşler esnasında sırtıma kelepçe ile vurdular, yüzüme tekme atıp, üzerime çullandılar. Diz çöktürüp jopla cinsel taciz yaptılar. Kimi zamanlar acıdan kriz geçirip deli gibi bağıranlar oluyordu. Sonra ona yönelip o bağıranı bayılana kadar dövüyorlardı.
SAÇLARIMIN İÇİNE ELİM GİRMİYORDU
Kan o kadar çok akmıştı ki saçlarımın içine elim girmiyordu, kabuk bağlamıştı, başımın her yerine de pansuman suyu döküp öylece gönderdiler, yarıkları dikmediler, kafamdaki yarıklar öyle açık kaldı kokudan pislikten yanımıza yaklaşamıyorlardı o yüzden uğraşamadılar.
DOKTORLARDAN SAĞLAM RAPORU
Günlerce işkence gören Özmen’in dosyasındaki sağlık raporlarında “aktif bir şikayeti yoktur”, “Önceki muayenelerinden farklı bir bulguya rastlanmamıştır” ve “Darp ve cebir yoktur” notları yer alıyor.
İşte “işkence yoktur” raporu vererek suça ortak olan doktorlar: Dr Ahmet Keskin, Doç. Kürşat Dal, Uzm Dr. Gökhan Giray, Dr. Selda Çelik Dülger, Prof Dr. İsmail Hakkı Kalkan, Dr. Mehmet Nuri Acar, Dr. Gökhan Şanlı.
MİLİTAN HAKİMDEN ASTSUBAYA: BANA İSİM VER
Özmen ilk çıkarıldığı mahkemede başından geçenleri anlatırken Hakim Yaşar Sezikli’nin (sicil no: 334225) hiddetle önündeki dosyaları fırlatıp ayağa kalkarak “Bırak bana hikaye anlatma, isim ver bana isim” dediğini ifadesinde anlattı.
AKP ile bağlarını gizlemeyen Sezikli’nin sosyal medya paylaşımları, baktığı 15 Temmuz davalarının hepsinin reddi hakim kararı ile bozulması gerektiğine işaret ediyor. Sezikli’nin sosyal medyada kullandığı Türkçe nasıl mezun olduğu ve hakimlik yaptığı sorularını akla getiriyor.
HAKİM, AKP TEŞKİLATI ÜYESİ GİBİ!
Avukatlıktan hakimliğe geçen Sezikli’nin bir dönem sık sık hemşehrisi Efkan Ala’nın sözlerini paylaştığı dikkat çekiyor. Twitter adresini bugünlerde yargı camiasındaki üst düzey bürokratlara tebrik ve taziye mesajları için kullandığı görülüyor.
Aynı zamanda yaptığı paylaşımlarda Sezikli’nin bir hakime yakışmayacak şekilde AKP teşkilat temsilcileriyle samimi ilişkiler kurduğu görülüyor.
MÜEBBET HAPİS CEZASI
Yapılan yargı tiyatrosu sonrası Jandarma Astsubay Çavuş Abdülhamit Özmen, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.