24 Kasım 2015 tarihinde Rusya Hava Kuvvetlerine bağlı 2015 Rus Su-24 uçağının düşürülmesinin ardından Avrasyacı grubun Rusya’ya gitmesi ve darbe konusunda o günkü konuşmaların Ruslar tarafından belgesele alınmasının videosu ve konuşma dökümü:
Aleksandr Dugin
Uçağımız düşürüldükten hemen birkaç hafta sonra aralarında askeri istihbaratın başında görev yapmış olan General İsmail Pekin’in, Amiral Sonar Polat’ın da bulunduğu Vatan Partisi’nden (Doğu Perinçek) cezaevinden yeni çıkmış Kemalist bir grup Moskova’ya geldiler. Burada kapalı toplantılara katıldılar. Putin’e bağlı Rusya Stratejik Araştırmalar Merkezi’yle görüştüler, kanalımız Tsargrad’a röportaj verdiler. Konstantin Malofeyef ile de görüştüler.
Konstantin Malofeyef
Bu heyet Türk Rus ilişkilerinin en gergin olduğu dönemde düşünce kuruluşu Katheon’un davetlisi olarak geldi. Bu çok önemliydi. Çünkü bu kişiler Türkiye’nin kendine özgü ve Rusya’yla yakınlaşmayı öngeren Avrasyacı yolunu benimsemiş insanlardı. Bu kişiler kendi görüşlerinden dolayı cezaevlerine girdiler. Cezaevlerine girmiş olmalarına rağmen bizi Erdoğan’la anlaşmaya çağırdılar. Bu bizim için beklenmedikti. İlk olarak; bu 3 üst düzey asker Ergenekon davasından uzun seneler cezaevinde yatmışlardı. Buna rağmen Moskova’da uzmanlarla, bizim meslektaşlarımızla, bu konuyla ilgili olan diğer kişilerle buluşmalarda; Türkiye’deki o anki durumu açıklarken o dönemde olası herhangi bir askeri darbe girişiminin Amerikancı olacağını anlattılar. Bu sebeple kim Rusya’nın böyle bir şeye katılımına dair konuşursa bunun provokasyon olacağını, buna benzer söylemlerin Amerikancı darbeyi maskeleyeceğini ve üzerini örteceğini ifade ettiler.
Bize ilk defa onlar Fetullahçıların Türkiye’de çok geniş bir şekilde örgütlendiğini söyledi. Ve Erdoğan’ın her ne kadar liderleri Amerika’da bulunsa da Fetullahçı tehdidi hesaba katmadan hareket edemediğini söylediler.
Devlet ve yargı organlarındaki Erdoğan ve Gülen arasındaki bölünmede durum Gülen lehineydi. Dolayısıyla devlet ve yargı organlarının bu tarikat tarafından ele geçirildiği bir durumda adil bir karar vermek zor olacaktı. Bu ziyaret çok faydalı oldu, bir kırılma noktasıydı. Bu ziyaretten sonra Erdoğan’ın özür dilemesi durumunda tekrar anlaşmaya varılması gerektiği kanısı ortaya çıktı.